top of page

1920'li Yıllarda Cumhuriyet Şiiri

Şiirin iç yapısıyla dış yapısı arasında bir uyum bulunması gerektiği düşüncesinden hareket eden Necip Fazıl Kısakürek otuzlu yılların başlarına değin süren yoğun şairlik yaşamında, lirizmin ağır bastığı şiirler yayımlamıştır. Duygularını değişik biçimde yansıtışı, değişik benzetmeler kullanarak şiirlerini renklendirişiyle bu yılların şairleri arasında ayrı bir yer almıştır. Şiirlerini Örümcek Ağı, Kaldırımlar adlı iki kitapta toplamış, daha sonra, yaptığı seçmelere yenilerini ekleyerek, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı ve Çile’yi yayımlamıştır.

Kemalettin Kami Kamu (1901-1948), Necmettin Halil Onan (1902-1968), Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) ve Ömer Bedrettin Uşaklı (1904-1946)’yı da bu yılların şairleri arasında saymak gerekir.

Hece ile şiir yazılmasının gelişmesine, lirizmin ağır bastığı, içten duygularla yazılmış, daha çok yurtseverlik temasını işlediği şiirleriyle katkıda bulunan Kemalettin Kamu’nun şiirleri dergilerde yayımlanmıştır. Ölümünden sonra Rıfat Necdet Evrimen’in hazırladığı Kemalettin Kamu Hayatı Şahsiyeti ve Şiirleri adlı kitapta bir araya toplanmıştır.

Milli Edebiyat hareketinin geliştiği sırada yetişen Necmettin Halil Onan şiirlerinde bireysel duygulanışlarıyla, ulusal duyguları birlikte işlemiştir. Şiirlerini Çakıl Taşları ve Bir Yudum Daha adlı kitaplarında toplayarak bize bırakmıştır.

Onunla aynı yıllarda yetişen Ömer Bedrettin Uşaklı daha çok bireysel duygulanışlarını yansıttığı şiirlerini Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sankız Mermerleri’nde topluca yayımlamıştır.

Şiirlerini tek kitabı Şiirler’de bir araya toplayan Ahmet Hamdi Tanpınar, işlediği temalarla bu şairler arasında ayrı bir yer alır. Tanpınar, şiirlerinde insan ruhuna, özellikle bilinç altına ve zamana yer verişiyle, romanlarında işlediği konulara yaklaşır.

Aynı yılların şairi olarak Ahmet Muhip Dıranas (1908-1980) şiirlerini 1974’te Şiirler adlı kitabında bir araya toplamakla birlikte, onları çok önceden 1920’li yılların sonlarında yayımlamaya başlamıştır. Dıranas, şiirde biçime önem verişi, işlediği temalar, simgecilikten hareket ederek yarattığı yeni bir şiir diliyle kendi dönemindekileri olduğu gibi sonra gelenleri de etkilemiş bir şair olarak önem taşır. Bütün şiirleri 1993’te yeniden Şiirler adı altında topluca yayımlanmıştır.

İlk şiirlerini Cumhuriyet öncesi yıllarda yayımlayarak, 1920’li yılların sonunda 835 Satır ve Jokondile Si-Ya-U kitaplarıyla kamuoyunu etkileyen Nazım Hikmet’in (1902-1963) ise şiirimizde ayrı bir yeri vardır. Gerek biçim gerekse tema bakımından şiirimize büyük bir genişlik getiren şair, şiir diline de kendisinden sonra gelenleri etkileyecek ölçüde yenilik getirmiştir. Şiirde kullanılan, kullanılmayan sözcükler diye bir ayrım yapmayan Nazım Hikmet, dizeleri kullanmaya getirdiği özgünlükle de özgür koşuk biçiminin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır. Adı geçen iki kitabını izleyerek şiirleri, Varan 3,1+1=Bir, Sesini Kaybeden Şehir, Gece Gelen Telgraf, Benerci Kendini Niçin Öldürdü,Taranta Babu’ya Mektuplar, Portreler, Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı, Saat 21-22 Şiirleri, Memleketimden İnsan Manzaraları, Son Şiirleri kitaplarında bir arada toplanmıştır.

1920’li yılların sonunda, 1928’de Cumhuriyet döneminin ilk topluluğu olan Yedi Meşale’nin kurulduğunu görüyoruz. 1933’e değin çalışmalarını birlikte sürdüren topluluk altısı şair, biri öykü yazarı olan yedi kişiden oluşmuştur. Amaçlarının şiirin tekdüzelikten kurtarmak olduğunu açıklayan şairler, Ziya Osman (Saba), Cevdet Kudret (Solok), Sabri Esat (Siyavuşgil), Muammer Lütfi, Yaşar Nabi (Nayır), Muammer Lütfi ve Vasfi Mahir (Kocatürk)’tür.

Şair olarak pek amaçlarına ulaşamayıp, değişik alanlara kayanlar arasında ününü sürdüren Ziya Osman Saba (1910-1957) olmuştur. Çocukluk yıllarına duyduğu özlem, aile sevgisi, küçük şeylerden duyulan mutluluk, ölüm, alın yazısına boyun eğiş gibi temaları işlediği şiirlerinde biçim olarak gittikçe özgün koşuğa yönelmiştir.

Türkçeyi kullanışındaki başarısıyla da etkileyici şiirler yazan Saba’nın şiirlerini topluca Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak adlı kitaplarında bulabiliriz.

Comments


bottom of page