top of page

Anlama Dayalı Anlatım Bozuklukları

Gereksiz Kelime Kullanılması

Aynı kavramı veya varlığı karşılayan birden fazla kelimenin, işlevi olmayan bir kelimenin veya ekin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur. Ayrıca bir kelimenin anlamının aynı cümlede başka bir kelime içinde bulunması da anlatım bozukluğuna yol açar.


Örnek:

• Lütfen, fikir ve düşüncelerime saygı göster.

• Ne merhameti ne de acımayı sizden öğrendim.

• Aklıma yine eski geçmiş günlerimiz geldi.


Anlamca Çelişen Kelimelerin Kullanılması

Bir cümlede, anlam bakımından birbiriyle ters düşen kelimelerin veya sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır. Genellikle, “kesinlik” anlamı içeren bir kelimeyle “olasılık” anlamı içeren bir kelimenin aynı cümlede kullanılmasıyla ortaya çıkar.


Örnek:

• Eminim ki bugün de gelmeyecekler galiba.

• Sanıyorum bize yine kesinlikle çıkışacaklar.

• Oraya, tam olarak yaklaşık bir saat sonra geliyoruz.

Kelimenin Yanlış Anlamda Kullanılması

Anlam veya yazım bakımından birbirine yakın olan kelimelerin, birbirlerinin yerine kullanılmasından kaynaklanır.


Örnek:

• Sayın seyirciler, bültenimizi çok üzgün bir haberle noktalıyoruz. (üzücü)

• Arabamın değeri geçen yıla göre yüzde yirmi çoğaldı. (arttı)

• Görmeyeli saçların bir hayli büyümüştü. (uzamıştı)


Kelimenin Yanlış Yerde Kullanılması

Cümlede, bir kelimenin gerektiği yerde kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Bu anlatım bozukluğu, genellikle, zarf olarak kullanılması gereken kelimelerin sıfat olarak; sıfat olarak kullanılması gerekenlerin zarf olarak kullanılması durumunda ortaya çıkar.


Örnek:

• İşe gitmeyip bütün gün bomboş evde oturmuş. (İşe gitmeyip bütün gün evde bomboş oturmuş.)

• Uyandığında senin ilk aklına kim gelir? (Uyandığında aklına ilk kim gelir?)

• Başarımı tebrik eden, ilk annem oldu. ( Başarımı ilk tebrik eden, annem oldu.)


Deyim ve Atasözlerinin Yanlış Kullanılması

Deyimlerin kalıplaşmış anlamları vardır ve deyimler bu kalıplaşmış anlamları çerçevesinde kullanılır. Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.


Örnek:

• Güzel notları alınca öğretmenin gözünden düştü. ( Güzel notları alınca öğretmenin gözüne girdi.)

• Kadının korkudan etekleri zil çalıyordu. (Kadının korkudan ödü patlıyordu.)

• Karşıdan gelen kamyonu gören yolcuların canı burnuna gelmişti. (Karşıdan gelen kamyonu gören yolcuların gözleri korktu.)

Anlam Belirsizliği

Tamlayanı ikinci tekil (senin) veya üçüncü tekil (onun) kişi zamiri olan tamlamalarda tamlayan düştüğünde; tamlananın ikinci tekil kişiye mi yoksa üçüncü tekil kişiye mi ait olduğunun anlaşılmamasından ya da bir cümlenin yapısından dolayı iki anlama gelecek şekilde oluşturulmasından kaynaklanır.


Örnek:

• Okuldan ayrılacağını kimse bilmiyormuş. (senin ayrılacağını mı, onun ayrılacağını mı)

• Üniversiteyi kazandığını duyunca çok sevindi. (senin kazandığını mı, onun kazandığını mı)


Mantık ve Sıralama Yanlışlığı

Cümlede, dile getirilen durum veya olayların önem sırasına göre söylenmemesinden ya da mantık bakımından tutarsızlık bulunmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır. Kral ölünce yeni kralı seçmek için halk sandığa gitti. Bu cümlede mantık hatası vardır. Çünkü krallık babadan oğula geçer; seçimle belirlenmez.


Örnek:

• Kapıda bir saniye değil, bir dakika bile beklemem. (Kapıda bir dakika değil, bir saniye bile beklemem.)

• Bu feci kazada ölebilir hatta sakatlanabilirdin. (Bu feci kazada sakatlanabilir hatta ölebilirdin.)

• Bırakın sınıfta ilk beşe girmeyi birinci bile olamaz. (Bırakın sınıfta birinci olmayı ilk beşe bile giremez.)

Comments


bottom of page