İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı (Koşuk - Sagu)
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Dersi: İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı (Koşuk - Sagu)
Varlığı belgelerle kanıtlanan ilk ve en eski dönem İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı Dönemi’dir.
Bu dönem edebiyatı; dil, anlatım, duyuş ve zevk itibariyle yabancı etkilerden uzak ve millî bir edebiyat niteliğindedir. Sözlü ve yazılı edebiyat olmak üzere ikiye ayrılır.
Sözlü edebiyat ürünleri arasında destanlar, savlar, sagular, koşuklar yer alır. Bunlar; günlük yaşantıdan izler taşıyan, halkın konuştuğu dille söylenen ürünlerdir.
“Şaman, kam, baksı, ozan” gibi adlar verilen kişilerce “kopuz” eşliğinde söylenmiştir.
Dörtlükler ve hece ölçüsüyle söylenen bu ürünlerde kahramanlık, doğa, ölüm gibi konular işlenmiştir.
Yazılı Edebiyat Dönemi’ni ise Kök Türk ve Uygur metinleri oluşturmaktadır. Dönemin ilk ürünleri VIII. yüzyılda Kök Türk Devleti’nin tarihî ve edebî varlığını belgeleyen Kök Türk Yazıtları’dır.
Koşuk Şiir Türünün Özellikleri
İslamiyet’in kabulünden önceki dönemde Türk topluluklarında görülen bazı törenlerde, insanların bir araya geldiği, etkileşimde ve paylaşımda bulundukları görülmektedir. Bu törenler sırasında koşuk şiir türü, şaman tarafından söylenmektedir. Koşuk şiir türü, aşk, tabiat ve yiğitlik konularını işleyen şiirlerdir.
Koşuk örneklerini Kaşgarlı Mahmut’un Divânû Lugati’t-Türk adlı eserinde görmekteyiz.
7’li, 8’li veya 11’li hece ölçüsüyle ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir.
Kopuz denilen saz eşliğinde söylenen şiirlerdir.
Koşuklarda kafiye düzeni aaab (abab veya abcb) –cccb –dddb … şeklindedir.
Koşuklar, söyleyeni belli olmayan anonim ürünlerdir.
Lirik bir söyleyişin esas olduğu koşuklar bu özelliği dolayısıyla halk edebiyatındaki koşmalara ve divan edebiyatındaki gazellere benzetilebilir.
Sagu Şiir Türünün Özellikleri
Sagular yuğ adı verilen cenaze törenlerinde; ölen bir kişinin ardından duyulan acı, onun yiğitliği, fazileti gibi konuları işler.
Dörtlük nazım biriminin kullanıldığı sagular, 7’li hece ölçüsüyle oluşturulur.
Kafiye düzeni koşukla aynıdır.
Sözlü Edebiyat Dönemi’ne ait bir ürün olduğu için anonimdir.
Dil sade, halkın anlayabileceği yalınlıktadır.
Kısacası dönemin ürünlerinde henüz bir yabancılaşma söz konusu değil, yerlilik esastır. İslamiyet’in Kabulünden Önceki Dönem’de sagu adı verilen biçimin divan edebiyatındaki karşılığı mersiye, halk edebiyatındaki karşılığı ise koşma nazım biçimiyle söylenen ağıtlardır.
İslamiyet’in Kabulünden Önceki Türk Edebiyatı’nın Sözlü Dönemi’ne ait diğer iki ürünü ise bugünkü atasözü yerine kullanılan savlar ve bir milleti derinden etkileyen, yiğitlik, savaş, göç gibi konuları işleyen destanlardır.
Sözlü Dönem’e ait bu ürünler, dilden dile aktarılarak yayılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Kaşgarlı Mahmut da Türk boyları arasında dolaşarak bu sözlü ürünleri derlemiş ve Divânu Lugati’t-Türk adlı eserine almıştır.
Comments