Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı
Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı ve Başöğretmenlik Eğitim Programı: Özel Eğitim ve Rehberlik - Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamağındaki ihtiyaç, kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Kendini gerçekleştirme, ömür boyu devam eden bir süreçtir ve hümanistik (insancıl) anlayışa dayanır.
İnsan ihtiyaçları hiyerarşik bir yapı arz eder (önem derecesi vardır).
Birincil ihtiyaçlar en temel ihtiyaçlardır ve ikincil, üçüncül ihtiyaçlardan önce gelir.
İnsan davranışlarının temelinde herhangi bir ihtiyacı giderme çabası vardır (kursa gitmek – atanma, lokantaya gitmek – açlık vb)
İki tip ihtiyaç vardır; “eksiklik” (psikolojik ve fizyolojik) ve “gelişim” (potansiyeller ve yetenekler) ihtiyacı.
Bir ihtiyacı karşılamak için gerektiğinde sonraki bir ihtiyaç feda edilebilir ancak önceki bir ihtiyaç feda edilemez (sinema – açlık)
Alt düzeydeki ihtiyaçlar en azından belli bir orana kadar karşılanmadıkça üst düzey ihtiyaçlar hissedilmez.
Her birey doğuştan kendini gerçekleştirme eğilimine sahiptir ve uygun şartlar sağlanıp ihtiyaçları giderildiğinde bunu başarabilir.
Çağdaş eğitim sisteminin amacı ve rehberliğin amacı bireyin kendini gerçekleştirmesini sağlamaktır.
Bütün bireyler kendini gerçekleştirmek ister.
Fizyolojik ihtiyaçlar (evrensel güdüler, birincil güdüler), hayatın ve neslin devamı için mutlaka karşılanması gereken ihtiyaçlardır.
En temel ihtiyaçlardır ve bütün insanlar için aynı şekilde önemlidir.
Bu ihtiyaçlar karşılanmadığı takdirde canlılık sona erer ve neslin devam etmesi mümkün olmaz.
Diğer bütün ihtiyaçlardan farklı olarak süreklilik arz eder.
Nefes alıp verme, yeme – içme, cinsellik, uyku, ısınma vb ihtiyaçlardır.
Güvenlik – barınma ihtiyacı, can ve mal güvenliği olarak ikiye ayrılır. ihtiyacın giderilmesi hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak gereklidir.
Bireyler kendilerini, yakınlarını ve toplumlarını tehlikeden uzak, emniyet içinde görmek isterler.
Bedensel güvenliğin yanı sıra, sosyal ve ekonomik (maddi konular) güvenliğinde sağlanması istenir. Ör) SGK, Bağ-kur vb.
Sevgi – ait olma – aidiyet – yakınlık ihtiyacı, insanlar hem başka insanları (anne, baba, kardeş, arkadaş vb.) sevmek, hem de başka insanlar tarafından sevilmek isterler. Bu durum gerçekleştiğinde bireylerin aidiyet duygusu gelişir.
Bu basamak, üst düzey ihtiyaçların başladığı basamaktır. İnsanlar, küçük de olsa kendilerini bir gruba ait hissetmek isterler.
Böylece kendi varlıklarını daha iyi hisseder, kendilerini o gruplarla özdeşleştirir ve kendilerini ifade ederler.
Sosyal ilişkiler, birlik ve beraberlik duyguları bu basamakta başlar.
Bu basamaktaki ihtiyaçlar karşılandığında bireyler yabancılık çekmekten, yalnız kalmaktan, umutsuzluğa düşüp bunalıma girmekten kurtulurlar.
Saygı – statü – prestij – takdir edilme – hatırlanma ihtiyacı; bireylerin kendilerini değerli ve saygın görmek istemeleriyle ilgilidir.
Statü, bireyin toplumdaki yeridir. Anahtar statü ise bireyin toplumdaki en belirgin yeri ve özelliğidir.
Statü ile saygınlık arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. İnsanlar yaptıkları işlerden dolayı takdir edilmek ve beğenilmek isterler.
Kendilerini yeterli, bağımsız, özgür ve işe yarayan biri olarak hissetmek isterler.
Başkalarından saygı görmenin bir şartı da bireyin kendisine saygı duymasıdır (özsaygı).
Kendine saygı duyan bireyler, başkalarına da saygı duyarlar. Bu gerçekçi bireylerde olması gereken bir özelliktir.
Bu ihtiyaç karşılanırsa, aşağılık duygusu, zayıflık, değersizlik ve çaresizlik gibi olumsuz duyguların ortaya çıkması engellenir.
Bilme – entelektüel – estetik ihtiyacı; insanların merak ve keşfetme duygularından dolayı oluşur.
Bu duygular, insanın öğrenme ve bilgi edinme ihtiyacını hissettirmiştir.
İnsanlar resim, fotoğraf, resim, sinema vb. sanatsal etkinlerden de zevk almak ve yaratıcılıklarını kullanmak isterler.
Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, PDR’nin ve çağdaş eğitim sisteminin nihai (asıl) amacıdır.
Bireyin bütün ihtiyaçları karşılandığında ve doğuştan getirdiği gizil güçlerini (potansiyellerini) açığa çıkararak tam kapasite ile kullandığında kendini gerçekleştirmesi beklenir.
Kişinin potansiyelleri neye müsaitse onu yapması ve kim olması gerekiyorsa “o” olmasıdır.
Kendini gerçekleştirme, yeterlilik, olgunluk ve özerkliğe yönelik bir süreçtir.
Maslow’a göre “doruk yaşantılar” denilen geçici kendini gerçekleştirme anları vardır.
Kişi böyle zamanlarda çok yoğun mutluluklar yaşar ve yaşamın anlamını kavrar.
Kendini Gerçekleştirmekte Olan Bireylerin Özellikleri
Kendinigerçekleştiren birey,her şeyibaşarabilen, hatasız,kusursuz veher sorununuanında çözebilenmükemmel birinsan demek değildir.
Kendini tanır, anlar,kabul eder, olumlu ve olumsuz yanlarını bilir, giderebileceği eksikliklerini gidermeye, giderilemeyecek eksikliklerini ise kabullenmeye çalışır.
Kendine yönelik olumlu bir “özbenlik” algısı vardır.
Başka insanların da hataları olabileceğini düşünür, onları anlar, kabul eder ve hoşgörülü davranır.
Sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilir ve iletişim gücü yüksektir.
Çevresindeki olanakları ve fırsatları takip eder, gerektiğinde bunları kullanır.
İçine kapanık ve karamsar değil, dışa dönük ve iyimserdir, paylaşımcıdır.
Gizil güçlerini (potansiyellerini) ortaya çıkarabilir ve kendisiyle ilgili kararlar verip, bu kararların sorumluluğunu üstlenebilir.
Özgüveni, özsevgisi ve özsaygısı vardır.
Toplumsal ve kültürel değerlere körü körüne bağlanmaz, kuralların katılığına değil esnekliğine inanır.
Dogmatik fikirleri kabul etmez, kendi aklıyla sorgulayıp doğru olan fikirleri kabul eder.
Gerçekçidir (realist), olayları tarafsız (objektif) değerlendirir, duygu ve düşüncelerini olduğu gibi yansıtabilir.
Önyargılardan uzaktır.
Duygularını yok sayma ya da çarpıtma ihtiyacı hissetmez.
Savunma mekanizmalarını çok sık kullanmaz.
İnsancıl (hümanistik) ve demokratiktir. Din, dil, cins, ırk vb. ayrım yapmadan bütün insanları değerli görür ve saygı duyar.
Doğal davranır ve spontane (kendiliğinden, o anlık) yaşar.
Anın tadını çıkarabilir ve mutlu olmayı bilir.
Zamanı iyi ve verimli kullanır.
Geçmişten çok geleceğe dönük yaşarlar.
Egosantrik (bencil, ben merkezli) değil, sorun merkezlidir. Kişisel sorunlarından çok insanlığın genel sorunlarıyla ilgilenir ve onlara çözüm yolları bulmaya çalışır. Çünkü kendini doğayla ve insanlıkla özdeşleştirir.
Tek yönlü değil, çok yönlü düşünür.
Yaşamdan doyum alabilir ve “doruk yaşantılar” geçirebilir.
Belirsizliklere katlanabilir ve sabırlıdır.
Özerktir, dışa bağımlı değildir ve özgürdür. Kendisiyle ilgili sorunları kendisi çözmeye çalışır.
Kırıcı olmayan bir mizah anlayışı vardır. (nüktedan)
Değişime ve gelişime açıktır, dinamiktir. Durağan ve statik değildir.
Yaratıcı, orijinal ve farklı fikirler üretebilir. (estetik)
Comments