Sıfat-Fiiller (Ortaçlar)
Ortaçlar, varlıkları niteledikleri ya da belirttikleri için sıfat; özne, nesne, tümleç alarak yan önerme kurdukları için de eylem gibi görev yapan sözcüklerdir.
Ortaç türeten ekler şunlardır: -An, -(I)r, -AcAk, -mIş, -DIk,- AsI.
-An Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Ocağın sönmeye başlayan ateşine baktı. Çekici bırakan eliyle terini sildi. (Ömer Seyfettin)
Bekleyen derviş muradına ermiş. (Atasözü)
Bana yol gösteren benden olmalı;
Olamaz Türk’e baş Türk’üm demeyen.
(Ziya Gökalp)
Atı alan Üsküdar’ı geçti. (Atasözü)
Gençlik, pek kısa süren ve ancak bir defa görülen bir rüyadır. (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
Yukarıdaki örneklerde, italik harflerle dizilen sözcükler birer yan önerme kurmuştur:
Sönmeye başlayan ateş
başlayan: Ortaçtır, yüklemdir.
ateş: Öznesidir.
sönmeye: Tümlecidir.
Çekici bırakan el
bırakan: Ortaçtır.
el: Öznesidir.
çekici: Nesnesidir.
Bekleyen derviş
bekleyen: Ortaçtır, derviş öznesidir.
gösteren: Ortaçtır, öznesi (kimse)dir, düşmüştür.
demeyen: Ortaçtır, öznesi (adam, kimse) düşmüştür.
alan: Ortaçtır, öznesi (kimse) düşmüştür; atı nesnesidir.
süren: Ortaçtır, gençlik öznesidir, pek kısa durum belirtecidir.
görülen: Ortaçtır, bir rüya öznesidir; ancak, bir defa belirteçleridir.
-(I)r ve Olumsuzu -mAz Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Askerlerimiz gök gürültülerini andırır bir sertlikte haykırarak düşmana saldırdılar; koşar adımlarla ilerlediler. Akla sığmaz yiğitlikler gösterdiler...
Yukarıdaki örnekte, italik harflerle dizilmiş sözcükler birer yan önerme kurmuştur:
andırır: Ortaçtır, yüklemdir; bir sertlik öznesi, gök gürültülerini nesnesidir.
koşar: Ortaçtır, adımlar öznesidir.
sığmaz: Ortaçtır, yiğitlikler öznesi, akla tümlecidir.
-(I)r geniş zaman ekidir: oku-r, gül-er, anlat-ır... Cümle, temel önerme, bağımsız önerme kurmaya yarıyorsa geniş zamandadır. Kişilere göre çekimlenir: okurum, gülersin, anlarız, anlatırsınız...
-(I)r ile türemiş sözcükler, cümle içinde bir adı niteleyerek; yani adın sıfatı olarak yan önerme kurarsa ortaç olur:
Hepimizi güler yüzle karşıladı; işe yarar bir ev bulmuştu.
Aslı geniş zaman eki olan -(I)r eki alan ortaçlar da geniş zamanlıdır.
-AcAk Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Akacak kan damarda durmaz. (Atasözü)
Koca Ali verecek cevap bulamadı. (Ömer Seyfettin)
Can sıkacak olaylar gördük.
Hastaya bakacak kimse yokmuş...
Yukarıdaki örnekte, italik harflerle dizilmiş sözcükler birer yan önerme kurmuştur.
-AcAk, gelecek zaman ekidir. Kurallı cümlelerde sonda bulunur, cümle kurmaya yarar, çekimlenir:
Ah ya Rabbi, evladıma hastalık gelecek... Aman ya Rabbi, hıçkırıklar evladımı boğacak... (Cenap Şahabettin)
Cümlede bir adı niteleyerek; yani bir adın sıfatı olarak yan önerme kurunca ortaç olur. Aslı gelecek zaman -AcAk eki alan ortaçlar gelecek zaman anlamlıdır.
-mIş Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Küflenmiş bir pirinç maşayı parlatmak için küle batırılmış limon kabuklarıyla ellerini harap etmekten çekinmezdi. (Halit Ziya Uşaklıgil)
Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi;
Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi.
(Ses,Yahya Kemal Beyatlı)
Yukarıdaki örneklerde italik harferle dizilmiş sözcükler birer yan önerme kurmuştur.
-mIş, duyulan geçmiş zaman ekidir. -mIş eki alan eylemler; çekimlenir, kurallı cümlelerde sonda bulunur ve cümle kurar:
Babamız zengin bir tüccarmış, işas etmiş, sefalete düşmüş. (Reşat Nuri Güntekin)
Cümlede bir adı niteleyerek, bir adın sıfatı olarak yan önerme kurunca ortaç olur. Aslı geçmiş zaman olan -mIş eki alan ortaçlar geçmiş zaman anlamlıdır.
-DIk Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Tanıdık kimselerle yolculuk sıkıntılı olmaz.
Yakası açılmadık laflarla herkesi sıkmamalı.
Bunları işitmedik kimse mi kaldı?
Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır.
Uyuduk dil-i divaneye dil uydu havaya.
(Ruhi, XVI.)
Yukarıdaki örneklerde, italik harflerle dizilmiş sözcükler birer yan önerme kurmuştur.
-DIk, görülen geçmiş zaman birinci çoğul kişi ekidir. -DIk eki alan sözcükler, cümle kuruyorsa eylemdir:
Kıra gittik, akşama dek eğlendik; çok gezdik; hiç yorulmadık.
Bir adı niteliyorsa sıfattır, ortaçtır. -DIk eki alan ortaçlar geçmiş zaman anlamlıdır.
-AsI Ekiyle Türemiş Ortaçlar
Hayaline çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor.
(Recaizade Mahmut Ekrem)
-AsI yapılı ortaçlar -e durum ekiyle çekimlenince “-ircesine” anlamına gelir ve kurduğu önermeyle birlikte temel önermenin durum belirteci olur:
Atı öldüresiye koşturdu. Ölesiye didiniyor. Çıldırasıya sevmek...
Ortaçların Özellikleri
Ortaçlar, genel olarak, kendi öznelerini niteler; yani öznesinin sıfatı olur:
Camları sarsan rüzgâr gittikçe hızını artırıyordu.
Sarsan rüzgâr sıfat tamlamasıdır. Bu tamlamada sarsan ortaç, rüzgâr öznedir.
Bu kudurmuş deniz nasıl durgunlaşacak?
Kudurmuş deniz sıfat tamlamasında kudurmuş ortaç, deniz öznedir. Bu bakımdan ortaç, öznesini niteleyen eylemsi olarak tanımlanabilir.
Çok kez ortaçların özneleri düşer. Cümleden düşen her sözcüğü, varmış gibi kabul etmek gerekir. Öznesi düşmüş, adlar gibi çekimlenmiş ortaçlar çoktur:
Çalışan kazanır.
Yüze gülmeyeni kimse sevmez.
Orhan ödevlerini yapmışa benziyor.
Şenliklere katılacaklar adlarını yazdırsın.
Ortaçlar, eylemler gibi türlü çatılara girer; olumsuzluk eki de alır. Ortaçların birinci görevleri sıfat oluşlarıdır; adları nitelerler, belirtirler. Niteledikleri ve belirttikleri adlar düşünce ortaçlar adlaşır; adlar gibi çekimlenir ve kurdukları önermelerle birlikte cümlelerin öznesi, tümleci olurlar.
コメント