Saltukname: İlk İslami Destan
Saltuknâme 13. yüzyılda yaşamış, Rumeli’nin Türkleşmesinde büyük rolü bulunan Sarı Saltuk'un efsanevi hayatını anlatan Anadolu Türk destanlarından biridir. Eser Cem Sultan’ın isteği üzerine 1480 civarında Ebu'l-Hayr-ı Rûmî tarafından kaleme alınmıştır. Cem Sultan bu menkabeleri bizzat halk arasında dinlemiş ve bunun üzerine toplanması için emir vermiştir. Saltuknâme’de Sarı Saltuk'un menkıbelerinin yanı sıra, dönemin önemli kişilerinin menkıbeleri ve bu kişilerin Sarı Saltuk ile olan münasebetleri de anlatılmaktadır.
Oğuzname ve Tevârih-i Al-i Selçuk gibi tarih kaynaklarına göre, 1246'larda Moğollar’ın Anadolu’ya iyice hâkim olmasının ardından II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ölümünden sonra oğulları II. İzzeddin Keykavus, IV. Kılıçarslan ve II. Alâeddin Keykubad arasında şiddetli taht kavgaları başlar. Bu kardeş kavgasında yenilen II. İzzeddin Keykavus, maiyeti ile birlikte Bizans İmparatoru VIII. Mihael Paleologolos'dan yerleşmek için yardım ister. Bizans İmparatoru da kendisine Romanya'daki Dobruca topraklarını uygun görür. 1263-64 yıllarında İznik ve İzmit taraflarından 20-30 obalık bir Türkmen nüfusu Rumeli’ye geçer ve Dobruca'ya yerleşir. Göç eden bu Türkmenlerin başında Sarı Saltuk bulunmaktadır.
Yine kaynaklarda belirtildiğine göre İzzeddin Keykavus imparatoru devirme girişiminde bulunur ve bunun üzerine Enez'e hapsedilir. Buradan Kırım Hanı Berke tarafından kurtarılır ve sonra Türkmenler ile birlikte Kefe'ye gidip yerleşir. İzzeddin'in 1278'de vefatı üzerine Türkmenler Sarı Saltuk'la birlikte Dobruca'ya dönerler. Sarı Saltuk burada vefat ettiği 1293 yılına kadar yaşar ve Babadağı'ndaki zaviyesine gömülür.
Sarı Saltuk'un tarihî şahsiyeti ve hüviyeti hakkındaki bilgiler menkabevî rivayetlere dayanmaktadır. İbn-i Battuta, onun velî sayıldığını; ancak hakkında şeriata uymayan şeylerin de rivayet edildiğini belirtir. Vilâyetnâme'de ise onun basit bir çoban iken Hacı Bektaş sayesinde ermişliğe ulaştığı, Hacı Bektaş'ın onu halife yaparak Rumeli'ye gönderdiği, Kaligra denilen yerde bir ejderhayı öldürüp halkı kurtararak onları Müslüman yaptığı kaydedilmiştir. Sarı Saltuk’un Saltuknâme'de peygamber soyundan olduğu geçmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nde ise Ahmed Yesevî’nin halifelerinden biri olduğu ve Hacı Bektaş'la beraber Rum ülkesine geldiği belirtilir. Bütün bu rivayetler, Sarı Saltuk'un Rumeli’de ve Müslüman olmayan diğer ülkelerde savaşarak Müslümanlığı yaymaya çalışan bir gazi-derviş olduğunda birleşirler.
Asıl adı Şerif Hızır olmakla beraber, Seyyid Şerif, Şerif Gazi, Sarı Saltuk, Saltık-ı Rûmî gibi adlarla da anılmıştır. Bu efsaneye göre, Sarı Saltuk bir rüya görür ve bunun üzerine Battal Gâzinin atı ile Hazret-i Hamza’nın silâhlarını alarak Müslümanlığı yaymak üzere savaşlara başlar. Ona yenilip Müslümanlığı kabul eden bir Hıristiyan beyi ona “çok kuvvetli” anlamına gelen “Saltuk” adını verir. Anadolu, Rumeli, Asya, Avrupa ve Afrika’da Müslümanlığı yaymaya çalışan Sarı Saltuk, bir fedainin hançer darbesiyle şehit olur. Vefâtından önce Anadolu’da bütün beylerin Osman Beye tâbi olmalarını vasiyet etmiştir.
Evliya Çelebi Seyahatnâmesinde onun halk arasında Kaligra Sultan, Saint Nicolás olarak tanındığı kaydı düşülmüştür. Bunun sebebi onun rahip kıyafetiyle dolaşması olmalıdır. Zamanının Hacı Bektaş, Fakih Ahmed, Seyyid Mahmud-Hayranî, Ahi Evren gibi evliyaları ile dostluk kurmuştur. Saltuknâme’de Sarı Saltuk’un ölümünden sonraki olaylara da yer verilmiştir. Oğulları İbrâhim ve Muhammed, babalarının yolunda Allah rızâsı için savaşlara devâm etmişler ve Osmanlı pâdişâhlarının emrine girmişlerdir.
Comments